Kıskançlık Kıskanmak, çekememek, başkasında olan sağlık, zenginlik ve benzeri nimetlerden dolayı rahatsız olarak o kişiden o nimetin gitmesini istemektir. Kalpte bulunan ve insanı kötülüklere sürükleyen en önemli ve gayri ahlâkî özelliklerden, hastalıklardan birisidir. Bilgisizlik ve tamahkârlığın birleşmesinden, kaynaşmasından doğar. Kıskanç adam başkasının ulaştığı nimetin sona ermesini ister. Hased (kıskanma), hâsidi (kıskananı) yakan ve kavuran feci bir hastalıktır. Sebebi, kibir ve düşmanlıktır. Gıpta etmek ayrıdır, hased etmek ayrıdır. İnsan imrenebilir, ama nimetin o şahsa gitmesini isteyemez. Bu kötü huyla ilgili Peygamber Efendimizin şu hadis-i şerifini her zaman hatırlamak lazımdır... Ebû Hureyre'nin (r.a.) rivayet ettiğine göre Resulullah (a.s.m.) şöyle buyuruyor: "Hasedden, kıskançlıktan sakının. Çünkü, ateşin odunu (yahut otu) yakıp bitirdiği gibi, hased de iyilikleri yok eder." (Ebu Davud, Edep, 44) Ebû Hureyre (r.a.) Resulullah'ın (a.s.m.) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: "Birbirinizi kıskanmayın. Almayacağınız bir malın fiyatını methedip başkası zarar görecek şekilde yükseltmeyin. Birbirinize kin beslemeyin. Birbirinize sırt çevirmeyin. Birisi satış yaparken veya alırken bir başkası araya girmesin. Ey Allah'ın kulları! Kardeş olunuz. Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona haksızlık yapmak, onu yardımsız bırakmaz, ona hakaret etmez. (Resulullah (a.s.m.) üç defa kalbine işaret ederek) işte takva buradadır. Din kardeşine hakaret etmek, kötülük olarak Müslümana yeter. Müslümana, başka bir Müslümanın kanını dökmesi, malına el uzatması ve namusunu çiğnemesi haramdır." (Buhari, Edep, 57) Hasedin amelle tedâvî edilmesine gelince; amel ile hasedi tedâvî etmenin yolu, onun isteklerini yerine getirmeyerek, hatta aksini yaparak ona hükmetmesini öğretmektir.
|