ALİ BABA TÜRBESİ
Kemah merkezindeki Gülabi Bey Camii’nin yaklaşık 200 m. Kadar güneyinde yer alan bu türbe, orijinalitesini tamamen yitirmiştir. Kaynaklarda, orijinali üstü ahşaptan piramidal bir çatıyla kaplıydı ve bir de âlemi vardı. Bugün ise çatı tamamen kaybolmuş duvarları da yıpranmış vaziyette olup içerisi çör çöple dolmuş” sözleriyle tanıtılan yapının restorasyonu günümüzde devam etmektedir.
Kemah halkı arasında burada yatan zatla ilgili bir öykü anlatılır. bu zat, ezan okunduğunda, herkes namaza giderken bir içki şişesi alıp Fırat Nehri'ne doğru gidermiş. bu nedenle halk onu, "Gavur Ali" diye çağırırmış. Bir gün Erzurum'lu bir şahıs hac farizası için Hicaz'da iken rahatsızlanmış. Birisi bunun imdadına yetişmiş ve "yum gözlerini memleketini söyle" demiş. Hacı, evinin yerini söyler söylemez, bir de gözlerini açmış ki evinde. Memnuniyet ve şaşkınlık içinde bu zata şükranlarını ifade etmiş ve "bu iyiliğin karşısında sana ne yapabilirim" demiş. O da " Ben Kemah'lıyım. Beni memleketimde Gavur Ali olarak bilirler. O nedenle beni öldüğümde muhtemelen bir yerlere atıverirler. Sen gel bana bir mezar yap demiş. "Ölümüm sana verdiğim bir tel saçla malum olacaktır", diye de ilave etmiş. Hakikaten Erzurum'lu, bu keramet ehli zatın vefatını anlayıp Kemah'a geldiğinde, Ali Baba'yı sormuş. Herkes "Kemah'ta böyle Keramet ehli biri yok, ama Gavur Ali diye bir sarhoş öldü yakınlarda. Onu felan yere attık. Zira yaramazın teki idi" demişler. Hacı, bütün yaşadıklarını tek tek anlatmış ve "beni oraya götürün" demiş. Ona bir türbe yaptırmış ve bu türbeye defnetmiş. Ahali de onun keramet ehli bir zat olduğunu anlamış, zira o beş vakit namazını Kabe'de kılan birisi imiş. Aldığı içki şişelerini de bari bir kişiyi kurtarayım diye her gün alıp Fırat'a dökermiş.
Kaynak: www.kemahtarihi.com
|