Kemeryaka, Kemeryaka Köyü, Kemah, Erzincan,Köy, Balık, Bal, Karakovan Balı, Koyun, Alabalık, Tesis,Yayla, Peynir, Cineriç, Cınarıç, Turnuva, Kemah Turnuvası, Dostluk Turnuvası, Kemah Köyleri Dostluk Turnuvası
ANA SAYFA FORUM HABER FOTOĞRAF VİDEO YAZILAR İNDİR ZİYARETÇİ DEFTERİ İLETİŞİM
ÜYE OL / GİRİŞ
Ana menü
Tarihimiz Tarihimiz
Ekonomi Ekonomi
Camimiz Camimiz
Okulumuz Okulumuz
Derneğimiz Derneğimiz
Kemeryakaspor Kemeryakaspor
Hakkımızda Hakkımızda
İletişim İletişim
KATEGORİ
Fotoğraf Fotoğraf
Video Video
Linkler Linkler
Yazılar Yazılar
Şiir Şiir
Şehidlerimiz Şehidlerimiz
Köylülerimize Özel Köylülerimize Özel
Turnuvalar Turnuvalar
ANKET
Bu site sizce nasıl olmuş ?
Çok güzel
Güzel
Normal
Biraz kötü
Çok kötü
Sonuçlar
Müzik player
İstatistik
Bugün  Toplam 
 Tekil 31332 
 Online
 IP 93.89.225.254 
Yazılar Genel YazılarKonu Eklemek için Üyelik Seviyeniz Yetersiz

HZ.PEYGAMBER NEYE ÇAĞIRIYORDU

           

Hz. Peygamber Neye Çağırıyordu? Müşrikler bunca inançlı insanlardı da Hz. Peygambere ne diye direniyorlardı. Allah onlara neden inkarcılar, ortak koşanlar, kafirler diyordu. Ebu cehil neden ilk ayetleri duyduğunda ‘ Başımıza çok büyük bir iş geldi’ diyerek Darun Nedveye koşmuştu, neden, neden, neden? Hz. Peygamber Neye Çağırıyordu? Oku, yaratan rabbinin adıyla O, insanı alaktan yarattı Oku ( insana ) kalemle ( yazmayı ) öğretendir O, insana bilmediklerini öğretti. ( Alak Suresi, 96/1-5 ) Hira da yıllardır süren arayışa verilen ilk cevaplardı bunlar. Ve ; Ey örtüsüne bürünen ! Kalk ve uyar ! Rabbini tekbir et ! Üstünü temizle Pislikten kaçın Verdiğini çok bularak başa kakma ! Rabbin için sabret ( Müdessir 74 / 1-7) diye tam 23 yıl devam etti. Bir ömür sabırla, direnişle geçti. Bir ömür ne demişti neye çağırmıştı o kutlu nebi? Bu sorunun cevabı Allaha iman diye verilir halk arasında genellikle. Oysaki hakikat bundan tamamen farklıdır. Hz. Peygamberin de içinde yaşadığı Mekke toplumunun Allahın varlığı ile ilgili bir problemi yoktu. Müşrik Mekke toplumunun inanç sistemi konusunda çoğu zaman önemli yanlışlıklara düşüldüğü görülmektedir. Bu alandaki en önemli yanlışlık, cahiliye Araplarının Allah inancına sahip olmadıkları bilgisidir. Bu yanlış bilgi Hz. Peygamberin çağrısının yanlış yere kanalize edilmesine neden olmakta, bu ise Hz Peygamberin temel görevinin dönemin insanlarını Allahın varlığı ve birliğine çağırmak olduğu zannına vardırmaktadır. Hâlbuki konuyla ilgili deliller hiçte bunu söylememektedir. Arkeolojik araştırmalar sırasında bulunan belgelerle açıkça tespit etmek mümkündür ki Mekke ve çevresi bölgelerde yaşayan müşrik Arapları, Allah ismine ve daha da önemlisi ‘Allahın var olduğu ve varlık olarak bir olduğu’ inancına yabancı değillerdi. Bu konuda çağdaş Müslüman araştırmacılar kadar oryantalistler de fikir birliği içerisindedirler. Örneğin Toshihiko İzutsu ‘Araplar arasında bulunan Allah kavramı, mahiyeti itibarıyla İslam’ın Allah kavramına şaşılacak derecede yakındır’ der. Hatta Peygamberin karşısına şirkin yegane önderleri olan ebu cehil, Ebu Leheb, Velid b. Mugire, AS b. Vail, Utbe b. Rabia gibi müşrik meke düzeninin karar mevki olan Darun Nedvenin tüm üyeleri Allaha inanmaktaydı. Onun için Ebu Cehil bedir savaşı öncesi Kabeye gelerek ‘Allahın bugün kim doğru yoldaysa ona zafer nasip et’ demektedir. Abdulmuttalip Ebrehe ordusuna karşı Kabe için ‘Onun sahibi Allahtır onun korur’ diyebilmiştir. Hudeybiyede anlaşma yapılırken şirkin önderleri anlaşmaya Allahın adıyla diye başlık attırmışlar; onun için risaletin ilk yıllarında Müslümanlara uygulanan boykot için alınan kararın yazılı olduğu belgeye ‘Allahın adıyla’ diye başlanabilecektir. Şimdi Hz Peygamberin davetine muhatap olan müşriklerin Allah inancının ayrıntılarını birkaç başlık altında inceleyelim. Arkeolojik bulgular müşriklerin Allah inancı hakkında önemli bilgiler verir. Allah isminde bazı ufak ifade değişiklikleri olsa da Güney Arabistan’da el-Ula da ve Sebe de bulunan kitabeler Araplarda Allah inancının çok eski tarihlerden beri var olduğunu ispatlar niteliktedir. Bu kitabeler M.Ö. V. Yüzyıla aittir. Yine yemende bulunan M.S. V. yüzyıla ait kitabelerde Allahın Rahman ve Rahim sıfatlarına sahip olduğu belirtilmektedir. Bu kitabede ‘Bu mabet göklerin ilahı ve rabbine ibadet için yapılmıştır’ denmektedir. M.S. 465 tarihli bir başka kitabede de Allahın ‘ göklerin ve yeryüzünün rabbi’ olduğu belirtilmektedir. Müşrikler cahiliye döneminin şiirinde de Allah inancı çarpık da olsa bölgenin egemen inanç tarzı hakkında çok şey söylemişlerdir. Risalet öncesindeki Arap şiirindeki Allah inancında Allahın özellikle mutlak yaratan oluşu bu inancın en önemli özelliklerindendir. Cahiliye dönemi şairlerinden Anterenin şiiri örnek verilebilir. Ey erak ağacı üzerine konan kuş! Seni yaratan rabbinin hakkı için söyle nereye gittiklerini Herhalde sen nereye gittiklerini biliyorsun. Antere diğer şiirlerinde Allahtan ‘nefisleri yaratan’ ve ^göğü ve ayı kontrol eden’ diye bahsetmektedir. Yine müşrikler Allahı anarken rabb’ul beyt ( Kabenin sahibi, efendisi,rabbi ), rabbul Mekke ( Mekkenin sahibi, rabbi ) demektedirler. Müşrikler Allah’ı Kabenin Rabbi gibi doğru bir anlamda tanımaları bu ibarenin aynen Kuranda geçmesine ve oradan onlara seslenilmesine neden olmuştur. ‘Bu evin (Kabenin) rabbine kulluk etsinler’ Kureyş suresi 106/3 Abdulmuttalibe ait şu mısralarda Arapların Allah inancı hakkında çok şey söylemektedir : ‘Rabbime söz verdim, ben ahdimi gözetirim Evet örtüler örtülen Beytin rabbine yemin ederim Yük develerinin de rabbi olan Allaha yemin ederim Korkarım rabbimden şayet emrine isyan edersem Vallahi hiçbir şey onun hükmüne güç yetiremez Allahım! Şüphesiz sen istediğini yaparsın; Dilersen, doğruyu ve sevabı ilham edersin..’ Yine şu sözler de İslam’ın baş düşmanı olan Velid b. Mugireye aittir. ‘Allahım mani olma! Şüphesiz biz ancak hayır dileriz.’ Tarihi bilgilerde müşriklerin Allah inancı konusunda bize önemli bilgiler verir. Müşrikler kabeyi tavaf ederken Allaha olan inançlarını: ‘Buyur Allahım buyur! Buyur! Senin ortağın yoktur! Ancak bir ortağın vardır, o da senin hükmündedir’ diyerek telbiye böyle yapmışlardır. Allahümme (Allahım) sözcüğü de müşrikler arasında çok kullanılırdı. Önemli yazışma ve anlaşmalara ‘Bismillah’ diye başlarlardı. Kuranda müşriklerin Allah inancına dair birçok ayet vardır. Ayetlerden çıkardığımız sonuç müşriklerin Allah hakkındaki inançlarının şöyle olduğunu göstermektedir: Müşrikler, göklerle yeri yaratıp güneşi ve ayı kontrol edenin Allah olduğuna inanıyorlardı. ( Lokman 25, Ankebut 61, Zümer 38, Zuhruf 9 ) Müşrikler yağmuru yağdıranın ve bitkileri yetiştirenin Allah olduğuna inanıyorlardı. ( Zuhruf 9, Alak 14 ) Müşrikler, dünya ve içindekilerin sahibinin Allah olduğuna inanıyorlardı. ( Müminun 86-87 ) Müşrikler bütün mahlûkları yönetip kontrol edenin Allah olduğuna inanıyorlardı. ( Müminun 88-89) Müşrikler kendilerini yaratanın Allah olduğuna inanıyorlardı. ( Zuhruf 87 ) Müşrikleri çok önemli durumlarda bir şey için yemin edecek olduklarında yeminlerini Allah adına yapıyorlardı. ( Fatır 42 ) Müşrikler zaman zaman Allah adına yemin ediyorlardı. ( Enfal 32, Nahl 53-54 ) Müşrikler elde ettikleri ürünlerden Allaha bir pay ayırıyorlardı. ( Enam 136 ) Müşrikler Allahın iradesini değiştirecek güce sahip olmadıklarına inanıyorlardı. ( Enam 148, Araf 28, Nahl 35 ) Müşrikler çok zor durumda kaldıkları zaman sadece Allaha yöneliyor ve yalnızca ondan yardım diliyorlardı. ( Lokman 32, Ankebut 65, Yunus 12 ) Müşrikler bunca inançlı insanlardı da Hz. Peygambere ne diye direniyorlardı. Allah onlara neden inkarcılar, ortak koşanlar, kafirler diyordu. Ebu cehil neden ilk ayetleri duyduğunda ‘ Başımıza çok büyük bir iş geldi’ diyerek Darun Nedveye koşmuştu, neden, neden, neden? Ya da bu soruları günümüz insanlarını da dâhil ederek bugüne taşırsak bizim Allah inancımızın yukarıda anlatılanlardan farkı ne ve ne olmalı? Allaha iman ediyoruz derken müşriklerin söylemlerinden yaşamlarından bizi ayıran eylemlerimiz ne olmalı ? Evet. İş göklerin rabbi olan Allahın, yerlerin de Rabbi olduğu konusunda düğümleniyor. Cami içinde secde ettiğimiz Allahı ( c.c.) sokakta, çarşıda, pazarda, siyasette, ticarette, okulda ve kışlada da Rab olarak tanımada düğümleniyor. Selam ve Dua ile.


Spacenuke Spacenuke Facebook Facebook Twitter Twitter FriendFeed FriendFeed

Gönderen:unal   Tarih:14 Temmuz 2009   Puan:10   Toplam 4917 defa okundu
 Önceki sayfa « » Sonraki sayfa
   Tavsiye et    Kaydet
   Yorum ekle    Yazdır
Puan ver 
 
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
   
 
Son Eklenen
MÜFESSİRLER SULTANI:HZ.İBN-İ ABBAS ( R.A )
GÜNÜN DUASI
VAV OLMAK ZOR İŞTİR
İKİ AVUÇ ARASINDA ATEŞ TAŞIYANLAR
HZ.PEYGAMBER NEYE ÇAĞIRIYORDU
Necip Fazıl Kısakürek'ten Cenaze Adabı
KARDEŞLİK
Popüler
VAV OLMAK ZOR İŞTİR
GÜNÜN DUASI
Necip Fazıl Kısakürek'ten Cenaze Adabı
HZ.PEYGAMBER NEYE ÇAĞIRIYORDU
İKİ AVUÇ ARASINDA ATEŞ TAŞIYANLAR
KARDEŞLİK
MÜFESSİRLER SULTANI:HZ.İBN-İ ABBAS ( R.A )
HAFTANIN FOTOĞRAFI
ANLAMLI SÖZLER
İki insanın iyi geçinmesi hiç kusursuz olmalarıyla değil, birbirlerinin kusurlarını hoş görmeleriyle sağlanır.
Üye Girişi
Üye adı :  
Şifre :  
Beni Hatırla
  Üye olun    
  Şifremi Unuttum   
DUYURULAR
Sürprizleri kaçırmamak için sitemizi sık sık ziyaret edin!
NAMAZ VAKİTLERİ